BASINA VE KAMUOYUNA
31 Mart 2013 tarihinde Siirt Barosu’nun ev
sahipliğinde toplanan bölge baro başkanları ve bir kısım genel kurul delegeleri
yaptıkları değerlendirmelerin ardından aşağıdaki hususlarda ortak kanaate
varmışlardır.
Öncelikle Türkiye’nin en temel meselesi olan
Kürt meselesinin çözümü için başlatılan diyalog-müzakere-çözüm sürecinin tarihi
bir fırsat olduğu, kalıcı çözüm
sağlanıncaya kadar sürdürülmesi ve desteklenmesi gerektiği kanaati kuvvetle
paylaşılmıştır.
Çözüm sürecinin başarıya ulaşabilmesi ve
muhtemel provokasyonlardan korunabilmesi
için barış sürecini yürüten ve katkı sunanların kullanacakları dile ve üsluba
dikkat ederek, açıklamalarında, “saygı ve onur” ilkeleri çerçevesinde hareket
etmelerinin gereği vurgulanmıştır.
21 Mart 2013 Newroz’unda Diyarbakır’da açıklanan
silahlı mücadeleyi sonuçlandıran sivil, demokratik deklarasyonunun önerdiği paradigmanın
Türkiye ve bölge halkları için çok değerli olduğu ve bu çağrının hükümet/devlet
STK’lar ve toplumun bütün kesimlerince önemsenip kabul görmesi sevinç ve
heyecanla karşılanmıştır.
Çözüm sürecinin başarıya ulaşabilmesi için, yurt
içindeki “silahlı unsurların” geçmiş tecrübeler de göz önüne alınarak herhangi
bir can kaybına meydan vermeden güvenlik içinde, hukuk çerçevesinde çıkışların
sağlanması için siyasal iktidara ve ilgili bütün çevrelere gereğini yapmaları
çağrısında bulunulmuştur.
Kalıcı çözüm için, anayasal temelde güvencelerin
sağlanarak “vatandaşlık, anadilde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması ve
Avrupa Yerel Yönetim Şartının çekincesiz kabulü”nün yanı sıra düşünce ve ifade
özgürlüğü önündeki engellerin ve TMK’nın tümden kaldırılması ve TCK’da gerekli
düzenlemelerin yapılması ile bu noktada meclis gündeminde bulunan 4. Yargı
paketinde yer alan düzenlemelerin sürece uygun içerikte yasalaştırılmasının
önemi vurgulanmıştır.
TBMM
İnsan Hakları Komisyonunca kabul edilen Uludere/Roboski raporu kamuoyunda hayal
kırıklığı yaratmıştır. Adalet duygularını karşılamaktan uzak olduğundan bu
nedenle raporun Genel Kurulca kabul edilmemesi çağrısında bulunulmuştur.
İnanç özgürlüğü çerçevesinde Cem Evlerinin Alevi
vatandaşlarımızın ibadethaneleri olarak kabulü gereği vurgulanmıştır.
Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunun
yaklaşmakta olduğu da dikkate alınarak, TBB’nin sivil, demokratik, sorunların
çözümüne katkıda bulunması, müzakere/çözüm sürecinde aktif çaba harcaması
gerektiği belirtilmiş, bütün Başkan adaylarına başarı dilenmiştir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
SİİRT
BAROSU ADIYAMAN BAROSU AĞRI BAROSU
BATMAN
BAROSU BİNGÖL BAROSU BİTLİS BAROSU
DİYARBAKIR
BAROSU ELAZIĞ BAROSU
HAKKARİ BAROSU
IĞDIR BAROSU KARS BAROSU MALATYA BAROSU
MARDİN
BAROSU MUŞ BAROSU ŞANLIURFA BAROSU
ŞIRNAK
BAROSU TUNCELİ
BAROSU VAN BAROSU